Kendi Bedeninin Kaptanı Olmak: Çocuklarda Kaka Kaçırmaya Enkoprezise Çocuk Merkezli Bir Yaklaşım
- Süha Topçu
- 24 Eki
- 3 dakikada okunur

Çocuklarda kaka kaçırma (enkoprezis) söz konusu olduğunda, ebeveynler ve hatta bazen uzmanlar hızla "çözüme" odaklanır: "Ne yapmalı da bu durum dursun?" Oysa çocuk merkezli yaklaşım, durup şu soruyu sorar: "Bu durum bize ne anlatıyor?"
Enkoprezis, nadiren basit bir "tuvalet eğitimi eksikliği"dir. Çoğu zaman, özellikle de kabızlığa bağlı taşma (retentive) tipinde, bedensel bir sorunun (sertleşmiş dışkı) ve duygusal bir düğümün (korku, kaygı, kontrol) karmaşık bir dansıdır.
1. Beslenme: "Bedeninin Dostu Yiyecekler"
Geleneksel yaklaşım, çocuğa lifli gıdalar ve bol su dayatmasını içerebilir. Bu durum hızla bir güç savaşına dönüşür.
Çocuk Merkezli Yaklaşım İse Şöyledir:
Keşif ve Merak: Çocuğu bir "beslenme dedektifi" yapın. "Sence hangi yiyecekler karnımızı mutlu ediyor?", "Hangi yiyecekler kakamızı yumuşak bir yastık gibi yapıyor?" gibi sorularla onu sürece dahil edin.
Seçim Hakkı Tanıma (Özerklik): "Lif yemelisin" demek yerine, "Bugün bedenimize yardım etmek için elma mı istersin, yoksa armut mu?" gibi seçenekler sunun. Kontrolün kendisinde olduğunu hissetmek, özellikle enkoprezis gibi kontrol kaybı yaşanan bir durumda hayati önem taşır.
Bedenin Sinyallerini Anlamak: Çocuğa, bedeninin nasıl çalıştığını basit metaforlarla anlatın. "Kakamızın dışarı çıkması için yumuşak ve kaygan olması gerekir, tıpkı bir kaydıraktan kayar gibi. Su ve bazı yiyecekler bu kaydırağı ıslatır."
Oyuna Çevirme: Su içmeyi "Süper Güç İksiri" içmek olarak adlandırın. Yiyeceklerle "Gökkuşağı Tabağı" oluşturun. Amaç, beslenmeyi bir görev listesi olmaktan çıkarıp keyifli bir deneyime dönüştürmektir.
2. Tuvalet Rutini: "Baskı Değil, Güvenli Liman"
Enkoprezisin temelinde genellikle "kaka yapma korkusu" yatar. Çocuk acı verici bir tuvalet deneyimi (kabızlık) yaşamıştır ve acıdan kaçınmak için kakasını tutmaya başlar. Bu tutma, dışkının birikmesine ve sızıntı (taşma) olmasına neden olur.
Çocuk Merkezli Yaklaşım İse Şöyledir:
Korkuyu Onaylama: Çocuğun tuvaletten korkmasını "saçma" bulmak yerine, "Kaka yapmanın canını acıtmasından korktuğunu anlıyorum. Bu çok zor bir duygu olmalı" diyerek duygusunu geçerli kılın.
"Kaka Zamanı" Değil, "Oturma Zamanı": Amaç kaka yapmak değildir. Amaç, bedenin rahatlamayı öğrenmesidir. Yemeklerden sonra (bağırsak hareketlerinin hızlandığı zamanlar) 5-10 dakikalık "özel oturma zamanları" yaratın.
Güvenli Alan Yaratma: Bu oturma zamanında tuvalet bir "performans alanı" olmamalıdır. Çocuktan kaka yapması beklenmez. Sadece oturur. Bu sırada sevdiği bir kitabı okuyabilir, şarkı dinleyebilir veya küçük bir oyuncakla oynayabilir. Ayaklarının altına bir basamak koyarak kendini güvende hissetmesi sağlanmalıdır.
Çabayı Ödüllendirme, Sonucu Değil: Eğer çocuk tuvalete oturursa, çabası takdir edilir. Kaka yapsa da yapmasa da bu bir başarıdır. "Bugün bedeninle ilgilendiğin için seninle gurur duyuyorum." Asla ceza, utandırma veya zorlama olmamalıdır.
3. Psikososyal Faktörler: "Duyguların Dili"
Bu, çocuk merkezli yaklaşımın kalbidir. Enkoprezis, çoğu zaman çocuğun kelimelerle ifade edemediği duyguların (kaygı, stres, öfke) bedensel bir yansımasıdır.
Kontrol İhtiyacı: Bir çocuk hayatındaki diğer alanlarda (okula başlama, kardeş doğumu, ebeveyn çatışması) kendini ne kadar güçsüz hissederse, bedeninin kontrolüne o kadar yapışabilir. Kakayı "tutmak", onun bilinçdışı bir kontrol mekanizması olabilir.
Stres ve Kaygı: Bağırsaklarımız "ikinci beynimiz" gibidir ve strese karşı aşırı duyarlıdır. Aile içi gerginlikler, akran zorbalığı veya performans kaygısı doğrudan bağırsak alışkanlıklarını etkiler.
Çocuk Merkezli Yaklaşım İse Şöyledir:
Oyun Terapisi: Çocuklar duygularını konuşarak değil, oynayarak anlatır. Oyun terapisi ortamında, çocuk kil, hamur veya oyuncak figürler aracılığıyla "tutma", "bırakma", "kirlenme" ve "kontrol" temalarını güvenle işleyebilir. Terapist, çocuğun oyunundaki metaforları anlar ve ona duygusal bir ayna tutar.
Duygusal Boşalma Alanı Yaratma: Çocuğa öfkesini veya kaygısını ifade etmesi için sağlıklı yollar sunun. "Çok kızgın görünüyorsun, gel yastıklara vuralım" veya "Bazen içimizde büyük fırtınalar kopar, gel senin fırtınanın resmini çizelim."
Güçlendirme: Çocuğa sadece tuvalet konusunda değil, hayatın diğer alanlarında da seçim hakkı vererek kendini güçlü hissetmesini sağlayın. "Bugün parkta hangi salıncağa binmek istersin?" gibi küçük seçimler bile onun özerklik duygusunu besler.
Aileyi Destekleme: Çocuk merkezli yaklaşım, aileyi de kapsar. Ebeveynlerin yaşadığı hayal kırıklığı ve öfke anlaşılırdır. Süreç, ebeveynlerin de kendi streslerini yönetmelerini ve çocuğa karşı suçlayıcı değil, destekleyici bir "takım arkadaşı" olmalarını hedefler.
Sonuç: Bütüncül ve Sabırlı Bir Yolculuk
Enkoprezis bir gecede çözülmez. Bu, çocuğun bedeniyle ve duygularıyla yeniden barışmasını içeren hassas bir süreçtir. Çocuk merkezli yaklaşım, beslenmeyi bir dayatma, tuvaleti bir savaş alanı ve duyguları bir problem olarak görmeyi reddeder.
Bunun yerine, beslenmeyi "bedene saygı", tuvalet rutinini "bedeni dinleme" ve psikososyal desteği "duygulara alan açma" olarak yeniden çerçeveler. Bu yolculukta pusula, çocuğun kendisidir; biz ise sadece onun güvenli limana ulaşmasına yardım eden sabırlı rehberleriz.
.png)





Yorumlar