top of page
  • Black Facebook Icon
  • Black Instagram Icon

Boşanma, Travma, Kaygı: Oyun Terapisi Eskişehir Zorlu Yaşam Olaylarında Çocuklara Nasıl Yardım Eder?

eskişehir oyun terapisi

Bir aile boşanma, kayıp veya travma gibi sarsıcı bir yaşam olayıyla karşılaştığında, ebeveynlerin dikkati genellikle en kırılgan gördükleri üyeye yönelir: çocuğa. "Çocuğum neden bu kadar öfkeli?" "Neden geceleri altını ıslatmaya başladı?" "Neden bu kadar kaygılı?"

Bu soruların cevabını sadece çocuğun içinde aramak, çoğu zaman eksik bir resme bakmaktır.

Çocuklar, içinde yaşadıkları "sistemin" (yani ailenin) bir barometresidir. Tıpkı bir arabanın motorunda bir sorun olduğunda yanan "arıza lambası" gibi, çocuğun davranışı da çoğu zaman bireysel bir sorundan çok, aile sistemindeki bir dengesizliğin, çözülmemiş bir gerginliğin veya konuşulamayan bir yasağın sinyalidir.

İşte Sistemik Oyun Terapisi tam da bu noktada devreye girer. Bu yaklaşım, "bozuk" çocuğu onarmaya çalışmak yerine, tüm aile sisteminin dinamiklerine ve ilişkilerine odaklanır.


Resmin Tamamı: Sistemik Oyun Terapisi Nedir?


Sistemik Oyun Terapisi, sorunun sadece çocuğun "içinde" olmadığını, çocuğun "içinde bulunduğu sistemin" bir parçası olduğunu savunur. Çocuk, ailenin "belirti taşıyıcısı" olabilir.

Bu ekolde terapist, çocuğun semptomunu (örn: kaygı) bir "mesaj" olarak görür. Terapistin görevi, bu mesajı aile için "tercüme etmek" ve ailenin işlevsel olmayan etkileşim kalıplarını yeniden yapılandırmasına yardımcı olmaktır.

Bu nedenle, oyun odasında genellikle sadece çocuk değil, ebeveynler veya tüm aile üyeleri birlikte bulunur. Terapist, ailenin "oyununu" gözlemler.

Peki, bu yaklaşım boşanma, travma ve kaygı gibi durumlarda somut olarak nasıl çalışır?


1. Boşanma Sürecinde: Çatışmanın Ortasında Kalan Çocuk- Eskişehir Oyun Terapisi


Boşanma, bir sistemin (ailenin) yapısal olarak değişmesidir. Bu süreçte çocuklar genellikle iki ebeveyn arasında "ara bulucu", "haberci" veya "taraf tutmak zorunda kalan" rollerine sıkışıp kalırlar.

  • Terapide Ne Olur: Terapist, ebeveynleri ve çocuğu oyun odasına birlikte davet edebilir. Onlardan "bir aile olarak" (yeni düzende) bir kule inşa etmelerini veya ortak bir resim çizmelerini isteyebilir.

  • Terapist Neyi Gözlemler: Kuleyi kim yönetiyor? Ebeveynler işbirliği yapıyor mu, yoksa farkında olmadan birbirlerinin yaptıklarını mı bozuyorlar? Çocuk, iki ebeveynden gelen zıt talimatlar arasında donup kalıyor mu?

  • Nasıl İyileştirir: Terapist, bu etkileşimleri aileye "tercüme" eder. "Fark ettiniz mi, Ali kuleye bir parça koyacakken, ikiniz de aynı anda ona farklı talimatlar verdiniz ve Ali ne yapacağını bilemedi." Bu terapi, boşanma sonrası ebeveynliğin (co-parenting) yeniden sağlıklı bir zemine oturtulmasına, iletişimin düzelmesine ve çocuğun üzerindeki "sadakat yükünün" kalkmasına yardımcı olur. Çocuğu değil, ebeveynler arasındaki ilişkiyi hedefler.


2. Travma ve Kayıp Sürecinde: Ailedeki "Sessizlik"


Bir aile travmatik bir olay (kaza, ani bir kayıp) yaşadığında, ebeveynler genellikle çocuğu "korumak" adına konu hakkında konuşmaktan kaçınır. Oysa bu sessizlik, çocuk tarafından "korkunç bir şey oldu ama kimse konuşmuyor" şeklinde algılanır ve kaygıyı daha da artırır.

  • Terapide Ne Olur: Terapist, ailenin bu "konuşulamayanı" oyun yoluyla ifade etmesi için güvenli bir alan yaratır. Belki aileden kum tepsisinde "o günü" veya "o günden sonrasını" canlandırmalarını ister.

  • Terapist Neye Odaklanır: Aile üyeleri bu travmatik anıyı canlandırırken birbirlerini nasıl destekliyorlar? Biri duygusallaştığında diğeri konuyu mu değiştiriyor? Çocuk yalnız mı bırakılıyor?

  • Nasıl İyileştirir: Sistemik terapi, ailenin yası veya travmayı birlikte işlemesine yardımcı olur. Çocuğun, korkusuyla veya üzüntüsüyle yalnız olmadığını; ebeveynlerinin de üzgün olabileceğini ama birlikte güçlü olduklarını görmesini sağlar. Yük, tek bir çocuğun omuzlarından alınır ve tüm aile tarafından paylaşılır.


3. Kaygı Durumunda: Yansıtılan Duygular


Bazen bir çocuğun yoğun kaygısı, aslında ebeveynin farkında olmadan yansıttığı kendi kaygısıdır. Ebeveynin dünyaya dair "güvensiz" bakış açısı, çocuğa "dikkat et, düşeceksin", "aman hastalanacaksın" gibi sürekli uyarılarla geçebilir ve çocuk dünyayı tehlikeli bir yer olarak algılamaya başlar.

  • Terapide Ne Olur: Terapist, ebeveyn ve çocuğun oyununu gözlemlerken bu kalıbı fark eder. Ebeveynin, çocuğun keşfetmesine ne kadar izin verdiğine, ne sıklıkla müdahale ettiğine bakar.

  • Nasıl İyileştirir: Terapist, ebeveyne kendi kaygısını fark etmesi (aynalaması) için yardımcı olur. Ebeveynin kaygısını yönetmeyi öğrenmesi ve çocuğa "yapabilirsin, güvendesin" mesajını (hem sözlü hem davranışsal olarak) vermesi üzerine çalışılır. Sistemdeki kaygı azaldıkça, çocuğun "arıza lambası" da (semptomu) sönmeye başlar.


Sonuç: Çocuğu Değil, 'Dansı' Değiştirmek- Eskişehir Oyun Terapisi


Sistemik Oyun Terapisi, çocuğu "sorunlu" olarak etiketlemek yerine, onun davranışını tüm ailenin birbiriyle kurduğu "dansın" bir parçası olarak görür.

Bu yaklaşımda amaç çocuğu değiştirmek değildir; amaç aile içindeki etkileşim kalıplarını (dansı) değiştirmektir. Boşanma, travma veya kaygı gibi zorlu yaşam olaylarında, sorun genellikle çocuğun kendisi değil, sistemin bu yeni duruma sağlıklı bir şekilde adapte olamamasıdır.

Sistem iyileştiğinde, iletişim kanalları açıldığında ve yük tüm aile tarafından paylaşıldığında, çocuğun artık o "arıza lambası" olma görevini üstlenmesine gerek kalmaz ve semptomlar kendiliğinden hafifler.

 
 
 

Yorumlar


Image by Megan Watson

© 2035 by Lullaby. Powered and secured by Wix

bottom of page